Düşük Kürtaj Nedir?
Düşükler, tıbbi literaturde “abortus” olarak geçmekte olup gebeliğin ilk yarısında yani yirminci hamilelik haftasından evvela yahut bebe 500 gr ağırlığa ulaşmadan evvela gebeliğin farklı nedenlerle sonlanmasıdır.
Bu dönemdeki bebe (fetus), plasenta (eş kısmı), amniyon kesesi ve amniyon zarından meydana gelen döl yatağı içi içeriğe “hamilelik materyali” yahut “hamilelik ürünü” adı verilmektedir.
Gebeliğin 20. haftasından 37. haftasına kadar gerçekleşen doğum eylemleri şayet düşük olarak değil “er doğum eylemi (preterm eylem)“ olarak tanımlanmaktadır.
Düşük (Abortus) Türleri
Erken düşük: Gebeliğin ilk 12 haftasında meydana çıkan düşüklerdir.
Geç düşük: Gebeliğin 12-20. haftaları arasındaki düşüklerdir.
Spontan abortus (Kendiliğinden düşük): Herhangi bir müdahale olmaksızın direkt olarak gebeliğin döl yatağı dışına kendi kendine atılmasıdır.
Abortus imminens (Düşük tehdidi): Gebeliğin ilk yarısında döl yatağı içerisinde yaşam sürdüren bir bebeğin olduğu halde vajinal kanamanın olması durumudur. Bu halde şimdilik düşük gerçekleşmemiş olup bir düşük tehdidii ve düşük riski mevcuttur.
Vajinal kanamalarda kanamanın rengi kahverenginden parlayan kırmızıya kadar farklı şekillerde olur. parlayan kanamalar taze (yeni gerçekleşmiş) kanamayı söylem eder ve daha tehlikelidir.
Kahverengi kanamalar şayet eskiden içeriye oluşmuş kanamaların ileri dönemlerde dışarıya drene oluşuyla ilişkilidir.
Kanamalarla birlikte kramp tipinde ağrılar dahi olur. Ancak abortus imminenste döl yatağı ağzında rastgele bir genişlik sahip olunan değildir.
Gebeliklerde ilk haftalardaki kanamaların %90 ‘ı kendi kendine geçicidir ve bebekle alakalı bir maluliyet (anomali) oluşturmaz. Ancak %10’u kasılmaların artması ile mecburi düşüğe (abortus insipiens) dönüşebilir.
Gebeliğinizde vajinal kanama ile birlikte hekiminize başvurduğunuzda uygulanan ultrasonda düşük tehtidi (Abortus imminens) teşhis edildiğinde yapmanız gerekenler;
Mutlak yatak ıstırahati (hekimin önerilerine göre) yapmanız
Cinsel ilişkiden kaçınmanız
Ağır yük kaldırmaktan ve ağır iş gerçekleştirmekten kaçınmanız
Stresten ırak durmanız
Doktorunuzun vereceği önerileri öneme alıp lüzumlu ilaçları kullanmanız
Kanamanızın artması ve parça düşürmeniz hali ile karşılaşmanız halinde tekrar hekiminize bilgi vermeniz epey önemlidir.
Abortus insipiens (Kaçınılmaz düşük): Kanama ve şiddetli sızı ile birlikte döl yatağı ağzında (cervix) açılma ardından düşüğün mecburi hale gelmesi durumudur.
Abortus insipiens teşhis konulan gebelerde kürtaj ile gebeliğin denetimli bir şekilde sonlandırılması lazım olur. Çünkü bu halde şahıs sızı çekmektedir ve gebeliğin devam etmesi muhtemel değildir.
İnkomplet abortus (Tam olmayan düşük): Bebek (fetus), plasenta, amniyon kesesi ve amniyon zarından meydana gelen “hamilelik materyali” nin döl yatağı içinden döl yatağı dışına tam manasıyla atılamaması, içeride bir oran gereç kalması halidir.
Bu halde kanama ve uterin kontraksiyonlar (döl yatağı kasılmaları) ile birlikte hamilelik materyalinin bir kısmının atılması ile hamilelik kesesi bozulur, fakat atılamayan gereç döl yatağı içerisinde kalır.
Ultrason ile döl yatağı içerisinde artan bundan sonra (rest) gereç tespit edilen hastalar “kürete edilmeli” yani döl yatağı içi temizlenmelidir.
Rest abortus (Artık gereç) : Bazen düşükten yahut ara sıra de kürtajdan günler üstelik haftalar sonra döl yatağı içerisinde artan hamilelik materyali “rest” olarak bilinir ve rest gereç kanamalara sebebiyet sunarak hastanın doktora başvurmasına niçin olur.
Bu vaziyet teşhis edildiğinde bireyin döl yatağı içerisinde artan gebeliğe ilişkin materyali kürtajla temizlenmelidir.
6-7 haftadan büyük gebeliklerde düşük ardından içeride parça kalma ihtimali yüksek olmasından kuşkulu hastalarda kürtaj yapılarak parça kalmadığından güvenilir olunması lazım olur.
Komplet abortus (Tam düşük): Gebeliğe ilişkin ürünlerin hepsinin kanama ve döl yatağı kasılmaları ile birlikte beden dışına atılması durumudur ve bu halde döl yatağı içerisinde gebeliğe ilişkin hiç bir doku kalmamıştır.
Özellikle 4-5 haftalık çok er gebeliklerde döl yatağı içindeki doku hacmi az olmasından döl yatağı kasılmaları ile hamilelik materyali tam manasıyla dışarı atılabilir. Bu vaziyet vajinal ultrasonla teşhis edilebilir ve döl yatağı içerisinde gebeliğe ilişkin bir gereç kalmadığından fazlası kere bir müdahaleye lüzum kalmaz. Kişinin kanaması dahi kendi kendine azalmaya başlar.
Boş hamilelik (Blighted ovum, Anembriyonik hamilelik): Halk arasında “su gebeliği”, “boş hamilelik” yahut “boş kese” biçiminde de isimlendirilen bu halde hamilelik kesesini meydana getiren amnion kesesi ve plasenta oluşurken bu yapıların içerisinde bir bebe bulunmamaktadır.
Kişi kan yahut sidik testi yaptırdığında hamilelik testleri pozitif olduğu halde döl yatağı içerisinde sıhhatli bir hamilelik olmadığından kürtajla gebeliğin denetimli bir şekilde terminasyonu (sonlandırılması) yani kürtaj prosedürü şarttır.
Aksi takdirde hamilelik olur olmaz bir vakitte kendi kendine kanama ile sonlanacaktır. Bu ansızın vaziyet şahıslarda panik haline yol açabilir.
Missed abortus (Farkedilmemiş düşük): Intrauterin exitus; bebeğin döl yatağı içerisinde ölmesini tarifleyen ve sık sarfedilen bir terimdir.
İşte missed abortus; intrauterin exitus durumunun gerçekleşmesi yani bebeğin döl yatağı içerisinde ölmesine rağmen döl yatağı kasılmalarının olmaması nedeni ile düşük tam manasıyla gerçekleşemez ve çok vakit geçmesine rağmen vaziyet ayrım edilemeyebilir.
Bebeğin uzun zamanlı döl yatağı içerisinde ölmüş kalması zaman içinde pis kahverengi kanamalara sebebiyet verebilir. Günümüzde ilk dönemlerde uygulanan rutin ultrason kontrolleri ile missed abortus görülme sıklığı dahi epey azalmıştır.
Fetusun çok vakit atılmadan döl yatağı içerisinde ölmüş kalması ana adayının hayatını tehdit edebilecek kan pıhtılaşması sorunlarına niçin olabileceğinden epey mühim bir durumdur.
Elektif abortus (İsteğe tabi düşük): Herhangi bir karışıklık olmamasına rağmen ana ve baba adayının kendi rızası ile gebeliğin terminasyonu yani sonlandırılmasıdır.
İsteğe tabi abortuslar cemiyet arasında çoğunlukla “kürtaj” olarak söylem edilmektedir. Halbuki kürtaj sözcük manası olarak döl yatağı içinin temizlenmesi ile ilgili bütün işlemleri kapsamaktadır.
Kimyasal hamilelik: Kimyasal gebeliği tam manasıyla aklı ermek için gebeliğin başlangıcı ile ilgili verileri vermekte yarar olduğunu düşünüyorum.
40 haftalık bir maraton olan hamilelik, anneden gelen yumurta hücresi (oosit) ile babadan gelen meni hücresinin tüplerde birleşmesi ile başlamaktadır. Bu aşamadan sonra döllenen yumurta bölünerek çoğalır. Oluşan yeni canlının (zigot) içerdiği hücreler bir yandan adetçe artar, öte yandan tüp içerisinde ilerleyerek “blastokist” adımında döl yatağı iç zarına (endometriuma) tutunarak yuvalanır (implantasyon olayı).
Blastokist adımına gelindiğinde bundan sonra embryo döl yatağı içine ulaşmıştır ve human koriyonik gonadotropin (HCG) adı verilen gebeliğe mahsus hormon salgılanmaya başlar. Gebelik gelişmeye devam ettikçe bu hormonun evvela kandaki ve ardından dahi idrardaki miktarları artar. İdrarda saptanabilmesi için kan düzeylerinin yüksek değerlere ulaşması lazım olur.
HCG hormonu seviyesi genellikle 500-1000 IU/mL miktarına ulaştığında hamilelik kesesi alttan uygulanan “vajinal ultrasonografi” ile görülebilir.
Karından uygulanan ultrasonlarda şayet gebeliğin görülmesi daha geç olacaktır ve bunun için kanda hamilelik testi (Beta HCG) değerinin 5000 IU/ml değerlerine artması gereklidir.
Vajinal yahut karından (abdominal) ultrasonlar ile döl yatağı içerisinde bir gebeliğin görülmesi hale “klinik hamilelik” adı verilir.
Bazı hallerde şayet şimdilik bir adet gecikmesi olmadan, 1-2 gün kala kanda uygulanan hamilelik testi ile hCG düzeyindeki artım saptanabilir. Ancak rastgele bir sebeple hamilelik canlılığını yitirdiğinde ara sıra adet kanamasında rastgele bir rötar olmadan yahut 1-2 günlük rötar ardından kanama ile hamilelik sonlanır. Böyle bir halde “kimyevi hamilelik” ten söz edilir. Yani hamilelik kanda uygulanan araştırmalar ile saptanmış fakat klinik olarak saptanabilecek adıma gelemeden sonlanmıştır.
Yani, kimyevi gebelikte yumurta hücresi ile meni tüplerde birleştikten sonra meydana gelen “blastokist” döl yatağı içine tutunamadan yahut tutunduktan birkaç gün sonra atılıp kaybolmaktadır. Oluşan bütün gebeliklerin %50 kadarı kimyevi hamilelik biçiminde abort ile neticelenmektedir. Atılmanın nedeni şayet bebeğin oluşum adımında meydana gelen birtakım hatalardır.
Habitüel abortus (yineleyen düşükler): Birbirini izleyen iki yahut daha çok gebeliğin düşük ile sonuç vermesi halinde yineleyen düşüklerden (habituel abortus) söz edilir. Tekrarlayan düşüklerin sebepleri tek bir kere olan “spontan (kendi kendine) düşük”lerden farklıdır.
Septik Abortus (Kriminal abortus): Abortusun enfeksiyon ile karmaşık olmasıdır. En sık kanuni olmayan şekilde ehliyetsiz şahıslar yönünden, bilhassa büyük hamilelik haftalarında ve steril olmayan ortamlar ardından şüpheci abortus görülebilir.
Bazen de bireyin kendi kendine bebeğini steril olmayan birtakım cisimler ile düşürmek hedefiyle hamilelik kesesini vajinal yolla bozması ardından görülebilmektedir.Kriminal abortlar, ana ölümlerinin önde gelen sebepleri arasındadır.
Düşüklüklerin Görülme Sıklığı
Kimyasal gebeliklerin %50-60 kadarı kendi kendine sonlanmakta ve fazlası vakit sadece birkaç günlük adet gecikmesi olarak algılanarak ayrım edilememektedir.
Bilimsel çalışmalarda rapor edilen düşük sıklığı şayet tahminlerin üstünde ortalama olarak % 20 civarındadır. Genelde en sık sık ilk 3 ay risk dönemidir. Gebelik ilerledikçe düşük olma ihtimali dahi gittikçe azalmaktadır.